İşte doğum sonrasında sağlıklı zayıflamanın püf noktaları...

[Sevgi]

Medikal Estetik Uzmanı Dr. Mustafa Karataş hamilelik sırasında alınan kiloların doğum sonrasında sağlıklı bir şekilde verilmesinin önemine dikkat çekiyor.

Dr. Mustafa Karataş hamileliği, vücutta mevcut olan yağ hücrelerinin iki yada üç katı büyüklüğüne çıktığı son derece normal ve fizyolojik bir süreç olarak belirtiyor. Önemli ayrıntı ise, bu sürecin çok kısa olması; yani 9 ay gibi bir sürede karın çapının 5 yada 6 katına çıkmasıdır. Bu gerilimi cildin taşıması için kişi hamilelik boyunca gerekli önlemleri almalıdır.

Doğum sonrası sağlıklı zayıflama...

Vücut matematik gibidir. Kaloriyi fazla alırsanız kilo alırsınız. Kaloriyi düşürürseniz zayıflama kaçınılmazdır. Düzenli ve dengeli beslenme ile kilo sorunu çok rahat çözümlenebilir. Vücut ritmi 6 öğüne programlanmıştır; 3 ana 3 ara öğün. Düzenli beslenildiği sürece kalorinizi de kısıtlarsanız sağlıklı bir şekilde zayıflayabilirsiniz. Kilo verme hızı biraz da kişinin metabolizması, yaşı, kaçıncı hamileliği ile de yakından ilgilidir.

Dr. Mustafa Karataş, "Burada vurgulanması gereken en önemli ayrıntı vücudunuzu iyi tanımaktan geçer. Sonuç itibariyle, BMI yani vücut kitle oranınızın normalin altı ve normal sınırında hamile kalır ve hamilelik boyunca da kontrollü bir şekilde kadın doğum uzmanınızın uygun gördüğü önerilerle kilo alırsanız, doğum sonrası da hızlı bir şekilde kilo verebilirsiniz.

Ama bunların tam tersi durumda yani hamile kalmadan vücudunuzdaki yağ fazla ve hamilelik boyunca çok fazla kilo alırsanız, hamilelik sonrasında kilo vücudunuzda kalacaktır. Normal doğumu takiben 1. ay, sezeryanı takiben 3. ay içinde spora başlanabilir. Yeni annelerin başlangıç olarak yapacağı en güzel spor, vücutlarındaki ödemi de atmalarını sağlayacak kısa süreli yürüyüşlerdir" diyor.

Yanlış inanışlar...

Halk arasında yanlış inanış olduğunu belirten Dr. Mustafa Karataş; çok kalorili ve çok şekerli gıdaların süt yaptığı gibi inanışlar olduğunu belirtiyor. Oysaki Somali'de açlık sınırında yaşayan annelerin, sadece buğday ve bulgur lapasıyla beslenmelerine rağmen sütleri olmaktadır.

Dr. Karataş, "Popüler bilgiler vermek gerekirse; havuç, siyah üzüm ve özellikle rezene çayı sütü arttırır. Bana göre en büyük yanlış annenin emzirmeyi kısa sürdürmesidir. Bazı anneler vücudunun daha fazla deforme olacağını ve kilo alacağını düşündüğü için emzirmeyi erken keser. Oysaki hormonlarınız tamamen bu süreç için programlanmıştır" diyor.

İlk deformasyonun kilo fazlalığı ve oluşan çatlaklar olduğunu belirten Karataş, bunları gidermenin çok da kolay olmadığını; ama düzenli beslenme ile kilo fazlalığının giderilebileceğine dikkat çekiyor.

Doğum sonrasında kendisine başvuran hastalara yağ dokuyu azaltan ve aynı zamanda cildi gerginleştiren radyofrekans ve mezoterapi tekniğini kullandığını belirten Dr. Mustafa Karataş, hastalarına kilo fazlalığını azaltmak için diyet programı ve özel diyet içecekleri de öneriyor.

Hamile kalmadan önce...

Dr. Musfata Karataş, hamilelik öncesi sellülit ve fazla kilosu olanlara bir an önce bu problemlerinden kurtulmalarını öneriyor. "Hiçbir vücut deformasyonu kader değildir. sadece kişinin kendini iyi tanıması yada onu tanıtacak bir hekimi bulması gerekli. Yağ dokunuz yada vücut profilinizdeki bozukluk ne olursa olsun bunları minimuma indirerek hamile kalmak en önemli koruyucudur," diyor Mustafa Karataş.

Dr. Mustafa Karataş'tan öneriler...

Çatlakların oluşmaması için özellikle son 3 ayda badem sütü ve yağı ile her gün karın çevresine masaj yapmak ve düzenli nefes egzersizleri başlangıç tedavileridir. Oluşan sellülit için hamilelik boyunca yapılan düzenli yürüyüş, sonucu etkiler fakat oluşmuş olan sellülit tedavisinde en etkin yöntem Acoustic Wave Therapy sistemidir.

Acoustic Wave Therapy şok dalgaları ile sellülit kırma yöntemidir. Mevcut olan fazlalıklardan kurtulduktan sonra vücudu daha fit ve sıkı gösterecek formül ve gıdaları tüketmek gereklidir. Tüketilen taze sebze ve meyveler ve aynı zamanda kepekli gıdalar bağırsak hareketini arttırır; çok daha sıkı bir karın elde edilebilir. Zayıflama bir sihir olayı değildir, ama hekimin verdiği öneriler ve gerçek yaklaşımlarla hastaların sorunu nedenine yönelik çözüm getirilmelidir. Vücudunuzun istediği zor olan değil kolay olandır; yapılacaklar bellidir.