Loğusalıkta beslenme

[Sevgi]

Loğusa doğumdan sonra sulu gıdalar almalıdır. Hazmı kolay olan sebzeler, meyveler, çorbalar, haşlama et, yoğurt, püre, hoşaf, süt, sütlaç, muhallebi gibi mide ve bağırsakları yormayacak, karaciğeri yormayacak gıdalara daha fazla yer vermelidir. Yağlı ve ağır yemekler gebelik sırasında çok yorgun düşen, karaciğer ve büyüyen rahmin sıkıştırması ile vazifeleri zayıflamış olan mide ve barsaklar loğusanın ilk günlerinde ona rahatsızlık verir. Doğumun ilk günü çorba ve hoşaf suyu ile yetinmeli, ikinci günü ise püre, cızbız, muhallebi, sebze gibi hafif yemekler yemelidir. Doğumun 3. günü lavman yapılarak barsaklar boşaltılmalı bundan sonra hafiften ağıra gitmek üzere günlük yemeklere başlamalıdır. Yalnız doğumun ilk beş günü hafif gıdalarla yetinmelidir. Loğusa bol vitaminli meyve ve sebzeleri tercih etmeli, hazmı kolay olan ızgara eder, karbonhidratlı yiyecekler yemelidir. Bunlar ise muhallebi, sütlaç, hoşaf, reçel, bal gibi şekerli yiyeceklerdir. Bu arada süt, mey ve suyunu da çokça almalıdır. Sütü az olan anneler süt ve sulu gıdalar almakla birlikte malta hülasası gibi süt ifrazatını artıracak gıdaları da almayı ihmal etmemelidir.
Loğusaların altı hafta (40 gün) dışarıya çıkmamaları, özel bir bakıma ve ihtimama ihtiyaçları olduğu hakkında inanış ve itikatlar, halk arasında örf, adet ve tecrübelerden ileri gelmektedir. Doğum esnasında ve doğumdan önce vücudu çok yorulan, ruhen de sarsıntıya uğrayan annenin elbette bir süre istirahata ihtiyacı vardır. Bu ruhen ve bedenen istirahat loğusalık devrine giren anne için çok gereklidir. Bu altı haftalık devrede anne beslenme ve temizliği bakımından da özel itinaya ihtiyaç duymaktadır. Loğusalık eskilerin deyimiyle “Kırklıyana”, yani altı haftayı doldurana kadar sürer.