Erken doğum önlenebilir mi?
1 sayfadaki 1 sayfası
Erken doğum önlenebilir mi?
Acil doğum gerektiren durumlar dışında tıbbi tedaviyle erken doğumun durdurulması veya geciktirilmesi mümkün. Ancak kullanılan ilaçlar ve cerrahi tedaviler hem anne hem de bebek için çeşitli riskler taşıyor. Bu amaçla erken doğum tehdidi konan anne adayının rutin antenatal tetkiklerinin ihmal edilmemesi gerekiyor. Ultrasonla hamilelik haftası belirlenince anomali araştırması yapılıyor. 28 haftanın üzerindeki hamileliklerde kardiyotokografi cihazıyla fetusun iyilik hali ve kasılmaların seyri değerlendiriliyor. Tokoliz (doğum eyleminin durdurulması) tedavisinin başarısız olma olasılığı göz önünde bulundurularak tedavinin mutlaka prematüre doğan bir bebek için yoğun bakım şartlarının bulunduğu bir hastanede yapılması gerekiyor.
Acil durumların olmadığı, anne ve bebek açısından iç dengenin sabit olduğu erken doğum tehlikelerinde hızla kasılmaları durdurmaya yönelik tıbbi tedavi yöntemlerine başvuruluyor. Öncelikle anne adayı yatak istirahatına alınarak, damar yolu ile sıvı takviyesine başlanıyor. Eğer istirahat ve sıvı takviyesi sonrası kasılmalar azalır ve ilk muayenede rahim ağzında herhangi bir değişiklik saptanmazsa, anne adayı bilgilendirilerek istirahat ve sıkı takip altına alınmak koşuluyla evde izlenebiliyor.
Ancak kasılmalar alınan ilk önlemlere rağmen devam ediyorsa ve/veya ilk muayenede rahim ağzında değişiklikler saptandıysa rahim kasılmalarını durdurmak için ilaç tedavisine geçiliyor. Erken doğumu durdurma eylemine, rahim açıklığı 4 cm’den daha az olan hamilelerde başlanıyor. Erken doğumu durdurmak için kullanılan birçok ilaç var. Bunlar genelde kas gevşetici etkileri olan ilaçlar. Her bir grup ilacın çeşitli yan etkileri var. Özellikle en sık kullanılan grup olan ritodrin grubu ilaçlarda; kalp atım hızında artış, tansiyon düşüklüğü, nefes darlığı oluşabiliyor. Bu yan etkiler ciddi boyutlarda olabiliyor ve tedavinin kesilmesini gerektirebiliyor. Bu nedenle özellikle intravenöz (damar yoluyla) tedavi, hastanede doktor gözetiminde uygulanıyor ve tedavi öncesiyle tedavi boyunca çeşitli kan analizleri yapılıyor. Anne adayında kalp hastalığı, diyabet, hipertansiyon, hipertiroidi varsa tedavi genellikle uygulanmıyor.
Tedavide bir diğer önemli adım da, doğum eylemini geciktirirken bir yandan da bebeğin akciğer gelişimini hızlandırmak için kortikosteroid grubu ilaçların anneye verilmesi. Bu tedavinin erken doğan bebeklerde solunum güçlüğünü azaltıcı etkisi, tedavi özellikle 28-34. hamilelik haftaları arasında ve doğumdan en az 24 saat önce uygulandığında işe yarıyor.
Kasılmalar tıbbi tedavi seçeneklerinden biri uygulandıktan sonra tamamen durursa, ağızdan tabletle tedaviye geçilerek anne adayı kasılmalar konusunda bilgilendirilip, sıkı takibe alınmak koşuluyla eve gönderilebiliyor. 36. hamilelik haftasından sonra genellikle ilaç tedavisine son veriliyor.
Kimi zaman tüm alınan önlem ve tedavi yöntemlerine rağmen erken doğum eyleminin önlenemediği durumlar da var. Gününden önce doğmuş, olası solunum zorluğu yaşayabilecek bir bebeğin prematüre yoğun bakım ünitesine en iyi götürülme şekli anne karnındayken taşınması oluyor. Bu yaklaşım prematüre bebek ölümlerini azaltabilecek en önemli adımlardan biri. Genellikle 2500 gr. altında doğum ağırlığı beklenen bu bebeklerin doğum eylemi sırasında kafa içi kanama riskleri nedeniyle doğum şekli planlanırken onlar için en az travmatik olan doğum yöntemi seçiliyor.
Sağlıklı bir hamilelikte, olgunlaşmasını henüz tamamlamamış bir bebek için en iyi ortam anne rahmi. Bu nedenle erken doğum riskinin azaltılması ve erken tanısı için düzenli antenatal takiplerin yapılması oldukça önemli.
En tartışmalı konulardan biridir. Birçok ilaç erken doğum sancılarını durdurabilir. Ama bu ilaçların erken doğan bebek sayısını azaltmada pek katkısı olmamaktadır. Risk gruplarını saptayarak bu kişilerin çok yakından izlenmesi, vajinal kültürlerle mikrop taraması erken doğum riskini azaltabilir. Ayrıca rahim gevşekliği olanlara dikiş atılması ve yatak istirahati yararlı uygulamalardır. Bu konuda Anne'nın iyi eğitimi ve erken doğum belirtilerini erken tanıyarak zamanında hekime başvurması önemlidir.
Erken doğumu erken farketmek...
Erken doğum tanınabilir mi? Ya da tanındığında önlem alınabilir mi? Bu da ayrı bir sorundur. Genellikle bazı belirtilerin erken doğum habercisi olduğu ancak olay iyice ilerledikten sonra anlaşılabilir. Bu durumda da çok geç kalınmış olacaktır. O halde erken doğum habercisi olabilecek belirtilerin gözlendiği her duruma erken doğum başlıyormuş gibi yaklaşmak gerekir. Fetal Monitör denen cihazla uterus kasılmalarının karın üzerinden ölçülmesi ayırıcı tanıda oldukça yardımcıdır. Ancak ultrasona göre çok ucuz ve yararlı olan bu cihaz ülkemizde ultrason kadar yaygınlaşmamıştır.
Düzenli ve ağrılı kasılmaları olan kadınların yarısında doğum eylemi başlamaz, yani herhangi bir tedavi yapılmasa da doğum ilerlemez ve durur. Bu nedenle de bir ilacın ya da tedavinin etkinliğinin değerlendirmesi güçtür.
Acil durumların olmadığı, anne ve bebek açısından iç dengenin sabit olduğu erken doğum tehlikelerinde hızla kasılmaları durdurmaya yönelik tıbbi tedavi yöntemlerine başvuruluyor. Öncelikle anne adayı yatak istirahatına alınarak, damar yolu ile sıvı takviyesine başlanıyor. Eğer istirahat ve sıvı takviyesi sonrası kasılmalar azalır ve ilk muayenede rahim ağzında herhangi bir değişiklik saptanmazsa, anne adayı bilgilendirilerek istirahat ve sıkı takip altına alınmak koşuluyla evde izlenebiliyor.
Ancak kasılmalar alınan ilk önlemlere rağmen devam ediyorsa ve/veya ilk muayenede rahim ağzında değişiklikler saptandıysa rahim kasılmalarını durdurmak için ilaç tedavisine geçiliyor. Erken doğumu durdurma eylemine, rahim açıklığı 4 cm’den daha az olan hamilelerde başlanıyor. Erken doğumu durdurmak için kullanılan birçok ilaç var. Bunlar genelde kas gevşetici etkileri olan ilaçlar. Her bir grup ilacın çeşitli yan etkileri var. Özellikle en sık kullanılan grup olan ritodrin grubu ilaçlarda; kalp atım hızında artış, tansiyon düşüklüğü, nefes darlığı oluşabiliyor. Bu yan etkiler ciddi boyutlarda olabiliyor ve tedavinin kesilmesini gerektirebiliyor. Bu nedenle özellikle intravenöz (damar yoluyla) tedavi, hastanede doktor gözetiminde uygulanıyor ve tedavi öncesiyle tedavi boyunca çeşitli kan analizleri yapılıyor. Anne adayında kalp hastalığı, diyabet, hipertansiyon, hipertiroidi varsa tedavi genellikle uygulanmıyor.
Tedavide bir diğer önemli adım da, doğum eylemini geciktirirken bir yandan da bebeğin akciğer gelişimini hızlandırmak için kortikosteroid grubu ilaçların anneye verilmesi. Bu tedavinin erken doğan bebeklerde solunum güçlüğünü azaltıcı etkisi, tedavi özellikle 28-34. hamilelik haftaları arasında ve doğumdan en az 24 saat önce uygulandığında işe yarıyor.
Kasılmalar tıbbi tedavi seçeneklerinden biri uygulandıktan sonra tamamen durursa, ağızdan tabletle tedaviye geçilerek anne adayı kasılmalar konusunda bilgilendirilip, sıkı takibe alınmak koşuluyla eve gönderilebiliyor. 36. hamilelik haftasından sonra genellikle ilaç tedavisine son veriliyor.
Kimi zaman tüm alınan önlem ve tedavi yöntemlerine rağmen erken doğum eyleminin önlenemediği durumlar da var. Gününden önce doğmuş, olası solunum zorluğu yaşayabilecek bir bebeğin prematüre yoğun bakım ünitesine en iyi götürülme şekli anne karnındayken taşınması oluyor. Bu yaklaşım prematüre bebek ölümlerini azaltabilecek en önemli adımlardan biri. Genellikle 2500 gr. altında doğum ağırlığı beklenen bu bebeklerin doğum eylemi sırasında kafa içi kanama riskleri nedeniyle doğum şekli planlanırken onlar için en az travmatik olan doğum yöntemi seçiliyor.
Sağlıklı bir hamilelikte, olgunlaşmasını henüz tamamlamamış bir bebek için en iyi ortam anne rahmi. Bu nedenle erken doğum riskinin azaltılması ve erken tanısı için düzenli antenatal takiplerin yapılması oldukça önemli.
En tartışmalı konulardan biridir. Birçok ilaç erken doğum sancılarını durdurabilir. Ama bu ilaçların erken doğan bebek sayısını azaltmada pek katkısı olmamaktadır. Risk gruplarını saptayarak bu kişilerin çok yakından izlenmesi, vajinal kültürlerle mikrop taraması erken doğum riskini azaltabilir. Ayrıca rahim gevşekliği olanlara dikiş atılması ve yatak istirahati yararlı uygulamalardır. Bu konuda Anne'nın iyi eğitimi ve erken doğum belirtilerini erken tanıyarak zamanında hekime başvurması önemlidir.
Erken doğumu erken farketmek...
Erken doğum tanınabilir mi? Ya da tanındığında önlem alınabilir mi? Bu da ayrı bir sorundur. Genellikle bazı belirtilerin erken doğum habercisi olduğu ancak olay iyice ilerledikten sonra anlaşılabilir. Bu durumda da çok geç kalınmış olacaktır. O halde erken doğum habercisi olabilecek belirtilerin gözlendiği her duruma erken doğum başlıyormuş gibi yaklaşmak gerekir. Fetal Monitör denen cihazla uterus kasılmalarının karın üzerinden ölçülmesi ayırıcı tanıda oldukça yardımcıdır. Ancak ultrasona göre çok ucuz ve yararlı olan bu cihaz ülkemizde ultrason kadar yaygınlaşmamıştır.
Düzenli ve ağrılı kasılmaları olan kadınların yarısında doğum eylemi başlamaz, yani herhangi bir tedavi yapılmasa da doğum ilerlemez ve durur. Bu nedenle de bir ilacın ya da tedavinin etkinliğinin değerlendirmesi güçtür.
Similar topics
» Erken doğum nedir?
» Erken doğum tanısı..
» Erken Doğum Belirtileri..
» Erken doğum riskinde tedavi..
» Erken Doğum Bebeğin Kişiliğini Bozabilir
» Erken doğum tanısı..
» Erken Doğum Belirtileri..
» Erken doğum riskinde tedavi..
» Erken Doğum Bebeğin Kişiliğini Bozabilir
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz